Ağ deyip geçmeyin kendi içindede belli isimlere ayrılabilirler. Akıntı ağları su yüzeyine yakın kısmında(mantar yaka) yüzdürücüler deniz tabanına yakın bölümünde ise batırıcılarla donatılarak su içerisinde dikey kalması sağlanan ve herhangi bi sabitleyici kullanılmayıp su içerisinde akıntı etkisiyle serbestçe hareket etmesine izin verilen ağlardır. Ağlar bırakıldıkları tekneden atılmasından toplanmasında dek suda akıntıyla sürüklenmeye bırakılır. Geleneksel akıntı ağları kendir gibi biyolojik olarak ayrışabilen doğal maddelerden yapılırdı. 1950’lere kadar ağların göz açıklığı da genişti. Bu durum büyük balıkların yakalanmasını sağlarken küçük ya da genç balıkların kaçmasına müsaade ediyordu. Akıntı ağı avcılığının 1950’lerde gelişmesiyle, hammadde olarak biyolojik çözünmeye dayanıklı ve su altında neredeyse görünmez sentetik materyaller tercih edilmeye, başlanırken ağ gözleri de küçüldü. Düşük maliyetinden dolayı akıntı ağı avcılığı ticari bir av faaliyeti olarak hızla benimsendi. Ağların tek seferde büyük avlar yapabilmesi ve çok fazla güç gerektirmeyen teknelerle atılabildiği için yakıt tasarrufuna katkıda bulunması, düşük maliyetin temelini oluşturdu. 60’lara kadar dünya genelinde ağ boyuna sınırlama getirilmedi ve üretilen ticari ağların boyları 50 kilometreye ulaştı. 1987’de A.B.D. karasularında ağ boyunu 1.5 mille sınırlayan Akıntı Ağı Etkilerini İzleme, Değerlendirme, Kontrol Etme Hareketi’ni yasallaştırdı. 1992’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu akıntı ağı avcılığını yasakladı. |
|||
Son yorumlar |
||
|
Balık Ve Hayat |
||
Sadece balıkla beslenip hiçbir gıda eksikliği olmadan yaşam sürdürmek mümkün olduğunu? Bu şekilde tektip beslenme ile eksiksiz beslenilecek başka bir gıdanın olmadığını BILIYORMUYDUNUZ? Rabbıme Şükürler Olsun!!! |
Yeni yorum gönder